Thursday 8 May 2008

murathan mungan

Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Yaram vardı, bir de sözcükler
Sonra vaat edilmiş topraklar gibi
Sayfalar ve günler Işık istiyordu yalnızlığım
Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum İlerledikçe...
Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde
Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden.
Karardı dizeler. Aşk...Bitti. Soldu şiir.
YASAMAYA DAIR1
Yasamak sakaya gelmez,büyük bir ciddiyetle yasayacaksinbir sincap gibi mesela,
yani, yasamanin disinda ve ötesinde hiçbir sey beklemeden,
yani bütün isin gücün yasamak olacak.
Yasamayi ciddiye alacaksin,yani o derecede, öylesine ki,mesela, kollarin bagli arkadan,
sirtin duvarda, yahut kocaman gözlüklerin,beyaz gömleginle bir laboratuvardainsanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmedigin insanlar için,hem de hiç kimse seni buna zorlamamisken,hem de en güzel en gerçek seyinyasamak oldugunu bildigin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksin ki yasamayi, yetmisinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,hem de öyle çocuklara falan kalir diye degil, ölmekten korktugun halde ölüme inanmadigin için,yasamak yani agir bastigindan.
19472
Diyelim ki, agir ameliyatlik hastayiz,yani, beyaz masadan,bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün degilse de biraz erken gitmenin kederini biz yine de gülecegiz anlatilan Bektasi fikrasina, hava yagmurlu mu, diye bakacagiz pencereden, yahut da sabirsizlikla bekleyecegizen son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüsülmeye deger bir seyler için,diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o günyüzükoyun kapaklanip ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hinçla bilecegiz bunu,fakat yine de çildirasiya merak edecegizbelki yillarca sürecek olan savasin sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,yasimiz da elliye yakin,daha da on sekiz sene olsun açilmasina demir kapinin.
Yine de disariyla birlikte yasayacagiz,insanlari, hayvanlari, kavgasi ve rüzgariylayani, duvarin ardindaki disariyla.
Yani, nasil ve nerede olursak olalimhiç ölünmeyecekmis gibi yasanacak...
19483Bu dünya soguyacak,yildizlarin arasinda bir yildiz,hem de en ufaciklarindan,mavi kadifede bir yaldiz zerresi yani,yani bu koskocaman dünyamiz.Bu dünya soguyacak günün birinde,hatta bir buz yiginiyahut ölü bir bulut gibi de degil,bos bir ceviz gibi yuvarlanacakzifiri karanlikta uçsuz bucaksiz.Simdiden çekilecek acisi bunun,duyulacak mahzunlugu simdiden.Böylesine sevilecek bu dünya"Yasadim" diyebilmen için...Nazim Hikmet

Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar inansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat! İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel